Keşkesiz Doğum Felsefe ve Uygulaması ilk defa 2010 yılında İstanbul Doğum Akademisi tarafından tanımlanmıştır. Bu tanıma göre Keşkesiz Doğum:
“Keşkesiz Doğum, ailenin mutlaka doğuma hazırlık eğitimi aldığı, tıbbi bir engel olmadığı sürece kendiliğinden başlayan, doğal hormonların optimum koşullarda aktif olarak salgılandığı, mümkün olduğunca müdahale edilmeden yapılan, bebeklerin doğar doğmaz anne kucağı ile buluştuğu ve doğum şekli ne olursa olsun doğuma şahit olan herkesin doğumdan «KEŞKESİZ» çıktığı doğumlardır. Doktor, ebe/doula ve doğum psikoloğundan oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilir.”
Tanımından da anlaşılacağı üzere keşkesiz doğumlarda doğum şekli önemini artık yitirmiştir. Önemli olan ailenin kendi ve bebeği ile ilgili kararlara aktif katılımıdır. Bu sayede doğum şekli ne olursa olsun aile doğumdan mümkün olduğunca keşkesiz çıkacaktır. Bazen sezaryen olacak, bazen vakum takılacak, bazen epidural anestezi yapılacaktır. Ancak aile her zaman bu müdahalelerle ilgili bilgilendirilecek ve çok acil tıbbi bir sorun olmadığı sürece kendi ve bebeği ile ilgili en uygun kararı kendisi verecektir. Kararlara aktif katılım bir yandan keşkeleri azaltırken diğer yandan da doğum sonrası depresyon oranı neredeyse sıfıra inecektir.
Haziran 2014 itibarı ile Keşkesiz Doğum felsefesi ile doğumlarına rehberlik edilen ailelerin doğum sonuçları ve müdahale istatistikleri aşağıdaki gibidir;
Normal doğum |
% 87.9 ( 2 ikiz, makat, suda doğumlar dahidir)
|
Anne-Bebek Dostu Sezaryen |
%12.1 (sezaryenler doğum başladıktan sonra medikal bir sebep varsa yapıldı ve doğan her bebek sezaryen boyunca anne kucağında kaldı)
|
Anne bebek bağlanması ve ilk 30 dak. içinde emzirme |
%100 |
Kordonun erken kesilmesi (1 dakikadan az) |
%5.8 |
Doğum başlatma |
% 2 |
Travayda indüksiyon (suni sancı) |
% 6 |
Epizyotomi |
% 9.8 |
Vakum Uygulanması |
%3.1 |
Doğumda Epidural Analjezi İhtiyacı |
%1.9 |
Mortalite/Morbidite |
0 |
Doğum sonrası depresyon |
0 |
Görüldüğü gibi tüm 1 tanesi hariç tüm doğumlar kendiliğinden başlamıştır. Doğumda müdahaleler gerekmedikçe kullanılmamış, gerektiği zamanlarda da aileler kararlara aktif katılmışlardır. Bu doğumların gerçekleştirildiği özel hastanelerde sezaryen oranı %60-70 arasındayken, Keşkesiz Doğum Felsefe ve Ekibi ile bu oran % 12 seviyesine inmiştir. Epizyotomi oranı %5 olmuştur ve ciddi ileri derece vajinal yırtık hiç görülmemiştir.
Ve tüm bunlar yapılırken anne ve bebek sağlığından asla ödün verilmemiştir. Doğum sonrası anne ve bebeklerde bakımı gerektirecek sorun, veya doğum sonrası depresyon hiç görülmemiştir.
Yakın bir zamanda eğitimlerini tamamlayan doğum uzmanları sayesinde Keşkesiz Doğum Ekipleri bir çok ilde hizmete başlayacaktır. Bu sayede doğumlarda sezaryen oranları, müdahaleler, ilaç kullanımları yukarıdaki seviyelere düşecektir.
Ancak bunun için siz aileler büyük görev düşüyor. Yukarıdaki istatistiklere ulaşmak için bu aileler;
18 saatlik Keşkesiz Doğum Eğitimini tamamladılar. (sadece bir hafta sonu)
Doğuma inanan bir uzmanla çalıştılar
Doğum psikoloğu ile kendileri ve aileleri çalıştı
Birebir ebe desteği aldılar
Bu sayede doğumda pasif bir onaylayıcı konumdan çıkıp aktif bir rol aldılar, kararlara aktif katıldılar ve en önemlisi doğum sorumluluğunu ekiple paylaştılar. Böylece doğum şeklinden bağımsız olarak Keşkesiz ve coşkulu doğumlarla bebeklerine kavuştular.
Hayatı ve doğumları kolaylaştırmanın yeni adı: KEŞKESİZ DOĞUM