BLOG

Araştırma-Doğumda kesintisiz birebir destek sonuçları

KADINLARA DOĞUM BOYUNCA VERİLEN KESİNTİSİZ BİREBİR DESTEK

Güncel Makale Çevirisi

Doğuma Hazırlık Eğitmeni/Doula Gamze Oruç

 

KAYNAK: The Cochrane Collaboration Library, Continuous support for women during childbirth (Hodnett ED, Gates S, Hofmeyr GJ, Sakala C)

(Cochrane review, prepared and maintained by The Cochrane Collaboration and published in The Cochrane Library 2012, Issue 10)

http://www.cochrane.org/CD003766/PREG_continuous-support-for-women-during-childbirth

 

ÖZET

Giriş: Tarihe bakacak olursak, çağlar boyunca kadınların, doğumları süresince başka kadınlardan kesintisiz destek aldığını görürüz. Buna rağmen günümüzde, dünya çapında hastane doğumlarının yaygınlaşması ve doğumun medikalize bir vaka olarak algılanmasıyla, kadınlar bu desteği rutin olarak alamamaya başlamıştır.

Amaç: Bu araştırmanın amacı, kadınların doğumları boyunca aldığı kesintisiz desteğin, doğum anı ve doğum sonrası iyilik halini artırıp artırmadığını ölçmektir.

Araştırma metodu: Cochrane Preagnacy and Childbirth Grubu’nun 30 Haziran 2012 tarihine kadarki kayıtları incelenerek araştırılmıştır.

SONUÇLAR:

Bu çalışma 16 farklı ülkede, 15288 kadının katıldığı, 22 vakanın sonuçlarını özetlemektedir. Kendi doğumlarından gelen tecrübelere sahip destekçiler, almış oldukları eğitimlerden gelen tecrübelere sahip destekçiler, hemşireler, ebeler, doulalar,doğum eğitmenleri ya da eş/partner, yakın akraba veya yakın arkadaş gibi farklı deneyimlerdeki destekçiler tarafından sağlanmış olan bire bir kesintisiz desteği içermektedir. Vakaların metodolojik kaliteleri çok iyi ve mükemmele yakın seviyededir.

Araştırma sonuçlarına göre, doğumları boyunca, kesintisiz bire bir destek verilen kadınların:

  1. İstatistiki olarak vaginal doğum oranlarının çok daha yüksek olduğu,
  2. Doğum esnasındaki analjezik müdahalelere daha az ihtiyaç duydukları
  3. Doğuma dair daha az memnuniyetsizlik rapor ettikleri,
  4. Doğum sürelerinin ortalama 1 saat daha kısaldığı,
  5. Sezaryen oranlarının daha düşük olduğu
  6. Müdahale oranları ve bölgesel analjezi oranlarının daha düşük olduğu,
  7. Yenidoğanların ilk 5 dakikadaki Apgar skorlarnını daha yüksek olduğu
  8. Vaka raporlarına göre olumsuz bir etki görülmediği,
  9. Bu şekildeki desteklerin, görülen herhangi bir riski olmamakla beraber, oldukça fazla faydalar sağladığı görülmüştür.

Doğum destekçisinin var olduğu doğumlarda, vajinal doğum oranının arttığını, bununla birlikte sezaryen oranlarının düştüğünü görmekteyiz. Bu gözlemler ile birlikle destek varlığı arttıkça, tıbbi müdahale gereksinimlerinin de azaldığından bahsedebiliriz. Doğum desteği arttıkça, korku ve strese bağlı olarak artan olumsuzlukların azaldığını ve gebenin alışık olmadığı doğum ortamında kendisini yalnız hissetmesinin de azaldığını, buna bağlı olarak doğumun verimliliğinin arttığını söyleyebiliriz. Bu yargımızın kanıtlarından biri olarak, bir vakadaki gebenin ''Yalnız olsaydım, ne yapacağımı asla bilemeyecektim'' açıklamasını örnek olarak sunabiliriz.

Kesintisiz doğum desteğinin etkileri, destekçinin özelliklerine göre de çeşitlilik göstermektedir. Hastane personelinin sağladığı destek, farklı sorumluluklar, destek dışında farklı rutin görevlerinin bulunması ve kurumsal politikalar nedeniyle limitli bir verimlilik sağlamaktadır. Doğum ortamı, profesyonel sağlık görevlilerini farklı şekillerde etkilemektedir. Ayrıca gebeler, destek vermek dışında başka görevleri olmayan ve kendi sosyal çevrelerinden olan destekçiler ile çok daha yakın ilişkiler kurduklarını ve sadece gebeye odaklanmış bir destek görebildiklerini ve bunun daha verimli olduğunu bildirmişlerdir. Gebeler arasında yapılan bir araştırmaya göre, gebelerin bir doula yönlendirmesinde iken, eş veya partnerlerinden aldıkları desteğin çok daha verimli olduğunu ortaya koymuştur. Destekçilerin kurum çalışanı olmadığı durumlarda, gebelerin daha verimli ve daha pozitif bir doğum yaşadıkları da raporlanmıştır.

 

UYGULAMA ÇIKARIMLARI

Doğum sırasındaki kesintisiz destek istisnai bir durum olmaktansa, bir standart haline gelmelidir. Hastaneler gebelere doğum destekçisi ile birlikte çalışma konusunda izin vermeli, onları bu konuda cesaretlendirmeli ve doğum desteğini kullanmaları konusunda gebeler için eğitim programları düzenlemelilerdir.

Kanun koyucular ve hastane yönetimleri, olması gerekenden yüksek olan sezaryen oranlarını düşürme hedefinde, hastane personeli olan hemşire ve ebelerin sunduğu desteğin bu amaca çok da hizmet etmediğini fark etmelilerdir.

Kurum çalışanları, kurum çalışanı olmayan destekçilere göre, doğum dışında da farklı sorumluluklara sahip oldukları için, destek için sadece doğumla ilgilenen destekçilere onay vermeli ve yardımcı olmalılardır. Araştırmalarla kanıtlanmış olan yüksek faydanın ve destekçinin yokluğunda oluşan fazlaca olumsuz etkinin dikkate alınmasıyla birlikte, doğum desteğinin tüm kadınlar için sunulan rutin bir hizmet haline getirilmesi gerekmektedir.

Yapılacak her türlü iyileştirmenin, doğum ortamını güzelleştimesi, stresten uzak tutması, mahremiyeti arttırması ve kanıtlanmış herhangi bir faydası olmayan rutin müdahalelerden uzak durulması amaçlanarak yapılması gerekmektedir. Dünyanın bir çok ülkesinde gebelerin destekçiler ile birlikte çalışması ya çok kısıtlıdır ya da mümkün değildir. Mümkün olduğu yerlerde ise, bu hizmetin ücretleri, hizmete ulaşma konusunda ailelerin önünde bir engel teşkil etmektedir. Bu durumun düzeltilmesi için gerekli adımlar atılmalı ve doğum boyunca kesintisiz destek bir rutin haline getirilmelidir.

 

YORUM VE TÜRKİYE’DEKİ DURUMA GENEL BAKIŞ

Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de, gebeler doğumları sırasında bire bir kesintisiz destekten mahrum kalmaktadırlar. Çoğu hastane, ücretsiz eğitimler düzenlediği halde, doğuma pozitif etki sağladığı kanıtlanmış bire bir destek konusunda destekleyici yaklaşmamaktadırlar. Bazı hastanelerde destekçi içeriye hiç alınmazken, bazılarında destekçinin açılma evresi boyunca gebenin yanında kalmasına izin verilse bile, çıkım aşamasında doğumhaneye veya sezaryene dönmesi durumunda ameliyathaneye girişleri engellenmektedir.

Ülkemizde de çok yüksek olan sezaryen oranlarını (2015 sonuçları %52) düşürmek için, devlet bazı çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar daha çok, tıbbi ekibi ödül veya ceza yoluyla normal doğuma teşvik etme şeklinde ilerlemektedir. İstenilen ölçüde düşmeyen sezaryen oranları, bu yöntemin yanlış olduğunu gözler önüne sermektedir.

Sezaryen oranlarını düşürmek ve doğumdaki memnuniyeti artırmak için, bu çalışmadaki çıkarımlara bakarak, bilinçlendirilmiş gebelerin doğumları boyunca bire bir kesintisiz destek almaları konusu desteklenmelidir.

Henüz Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmayan Doğuma Hazırlık Eğitmenliği ve Doulalık meslekleri, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, hak ettikleri saygınlığa ulaşmalı ve daha çok insanın bu mesleklere yönelerek, gerekli açığın kapatılması teşvik edilmelidir. Hastanelerde, tek işleri doğumda kesintisiz destek vermek olan, eğitimli destekçiler çalıştırılmalıdır ya da mevcut personel bu işe uygun olarak eğitilmelidir. Ailelerin bu işi serbest olarak yapan destekçilere ulaşmasını kolaylaştırmak için, sigortalar bu desteğin ücretini karşılamalıdır.

 

Çalışmanın sonuç kısmını özetlemek gerekirse, doğumları boyunca bire bir destek gören gebeler tarafından yapılan fayda görme sıralaması şu şekilde olmuştur:

  1. Bu işin eğitimini almış bir profesyonel doulanın varlığı ile, bu doula tarafından yönlendirilen partnerin desteği,
  2. Destek vermek dışında başka görevi olmayan profesyonel doula desteği,
  3. Kendi sosyal çevrelerinden seçtikleri profesyonel olmayan yakınlarının desteği,
  4. Hastane personeli tarafından verilen destek.

 

Ülkemizdeki devlet hastanelerinde, doğum katına babaların alınmasının yasak olduğunu göz önünde bulundurursak, doğum yapan kadının en büyük ihtiyacı olan eş desteğinden mahrum bırakıldığını görebiliriz. Bu durumun düzeltilmesi için, her gebenin tek kişilik odada, mahremiyet içinde ve eşiyle birlikte doğum yapması konusuna gereken önem verilmelidir. Mevcut hastanelerin kapasitesinin yetmemesi sorunu için, sigorta sistemi değişebilir, özel hastanelerden hizmet almak daha ulaşılır hale getirilebilir.

Bütün bu düzeltmelerin ve eklemelerin yapılması halinde, yüksek sezaryen oranları düşebilir, müdahalesiz spontan vajinal doğum oranı artabilir, ailelerin doğuma ve doğum sonrasına dair memnuniyetleri artabilir, yenidoğanların özel bakıma ihtiyaç duyma ihtimalleri düşebilir.

Doğum ve Bebek Bakımı kitapları artık Online Akademi'de satışta…
dogumakademisi
Doğum Eğitim Videoları artık Online Akademi'de