Sezaryen ameliyatı doğumun bir parçasıdır. Gerek doğuma hazırlananlar, gerek tıbbi nedenlerle sezaryen olacağı belli olanlar, gerekse sezaryeni bir doğum şekli olarak tercih edenlerin her zaman sezaryen alternatifleri vardır.
Sezaryen sınıflamalarına baktığımızda 4 çeşit sezaryen ameliyatı ile karşılaşırız.
Doğum başlamıştır ancak acil bir durum ortaya çıkmıştır. Bunlar plasentanın önde gelmesi ve kanaması (Plasenta Pervia), kordon sarkması, bebekte ani kalp atışlarında yavaşlama, plasentanın erken ayrılması ve kanaması (Abruptio Plasenta), annede aniden gelişen bazı medikal sebepler sayılabilir. Bu durumda dakikalar içinde sezaryen ameliyatı kuralları uygulanacaktır. Bu gibi durumlarda bazen vakit alan epidural anestezi yerine daha hızlı uygulanabilen genel anestezi kullanılabilir.
İlk gebeliklerde bu gibi bir durumla karşılaşma oranı oldukça düşüktür.
Doğum yine başlamıştır ama yolunda gitmeyen olaylar nedeni ile doktor sezaryene karar verebilir. Durum yukarıdaki kadar acil değildir. Hazırlık süresi vardır. Anne-Bebek Dostu Sezaryen kuralları uygulanabilir.
Bu duruma yol açabilecek nedenler:
Makat veya ayak gibi bebeğin geliş pozisyonları
Bebeğin yüzünün yukarı baktığı ve dönmediği pozisyonlar (yüz geliş, alın gelişi gibi)
Kordon dolanmasına bağlı kalp atışlarında azalma
İkiz gebelik
Aktif vajinal enfeksiyonlar ( Genital Herpes, Kondilom vb.)
Plasentanın doğum yolunu kısmi kapatması
Baş-Pelvis uygunsuzluğu (İri bebek olarak bilinir)
İleri derece mekonyumlu bebek
Bilinmeyen nedenlerle bebek kalp atışlarında azalma
Anneye ait tansiyon, diabet gibi hastalıklar
İlerlemeyen doğum
Erken doğum
Anne veya bebeğe ait tıbbi bir sebepten dolayı doğum başlamadan sezaryen ameliyatı tercih edilmektedir. Bu sebepler arasında kontrolsüz ileri derece diabet, bazı karaciğer hastalıkları, plasentanın önde gelmesi, daha önce bilinmeyen nedenle bebek kaybı gibi nedenler sayılabilir.
Adından da anlaşılacağı gibi planlı sezaryen için tıbbi bir sebep yoktur. Aile isteği veya doktor isteği ön plandadır. Bu tip sezaryen kararı alınırken sebeplerin bir bölümü kesin olmayan sezaryen nedenleri arasından seçilir ancak riskler abartılı olarak sunulduğunda aileler sezaryen kararı alırlar. Örneğin kordon dolanması, su miktarının azalması, çatı darlığı, gebeliğe bağlı hafif şeker yükselmesi, ikiz gebelik, tüp bebek gibi.
Ancak birçok durumda daha çok aile tercihleri ön plandadır. Anneye ait sebepler planlı sezaryen kararında ana rolü oynar. Örneğin ağrı çekmekten korkma, doğumdan korkma, risklerden korkma, sezaryenin modern doğum şekli olduğuna inanma, daha riskli olmasına rağmen sezaryen ameliyatını risksiz ve garantili bir uygulama olarak görme gibi.
Bazı durumlarda da doktorun doğum zamanında orada bulunamayacak olması sezaryen nedeni olarak kullanılabilmektedir. Tek doktor merkezli doğum takip sisteminin en önemli sorunlarından biridir. Doktor doğum sırasında orada olamama ihtimalini dile getirdiğinde aileler bildikleri doktorla sezaryen ameliyatının planlı bir günde yapılmasını tercih edebilmektedir.
Son yıllarda doktorlar arasında da en çok tartışılan konudur. Bildiğiniz gibi normal doğum sınırları 38-42 hafta arasındadır. Uzun yıllar boyunca 38 hafta yapılan planlı sezaryenlerin anne ve bebek sağlığı açısından risk taşımadığı zannedilmiştir. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar 38 haftada sezaryen ile alınan bebeklerde solunum problemleri, emzirme problemleri, alerjik hastalıklar, sarılık, anne ve bebek bağlanmasında bozukluklar gibi birçok olumsuzluğun ortaya çıktığını göstermiştir. Bu sebeple son 2-3 yıldır genel kanı 38 hafta bitmeden planlı sezaryen kararı alınmamasıdır. Ancak burada da tartışmalar devam etmektedir. Eğer sezaryen yapılacaksa ideal olanı, tıbbi bir engel yoksa (bakınız grup 3) doğum başladıktan sonra sezaryene geçilmesidir. Böylece bebek sezaryeni en az zararla atlatacaktır.
Üçüncü grupta olduğu gibi gerçek tıbbi nedenlerle planlı sezaryen kararı alındığında sezaryen zamanlaması artık tıbbi bir konudur ve konumuzun dışına çıkıldığı için detaylı olarak tartışılmayacaktır.
Aileye doğum öncesi mutlaka eğitim verilir.
Doğum tıbbi zorunluluk dışında kendiliğinden başlar.
Epidural anestezi tercih edilir.
Ameliyathane önceden ısıtılır.
Annenin istediği yakınları ameliyathaneye alınır.
Tüm ekip davranış ve konuşmalarında doğuma saygılıdır.
Doktor tüm ekiple (anestezi, pediatri, bebek hemşiresi) önceden konuşur ve hazırlar.
Doğumdan sonra bebek kontrol sonrası anne göğsüne çıplak bırakılır.
Ameliyat boyunca ve odaya çıkarken hep anne göğsünde yatar.
Bebeğin götürülmesi gereken özel durumlarda bebek hep babanın kucağındadır.
Bebek teknik nedenlerle ameliyathanede kalamamış ise baba ile Ten Tene Temas sağlanır.
Bebek bakımları, ölçümleri, aşıları hep anne odasında ve annenin eşliğinde yapılır.
Görüldüğü gibi alt alta sıraladığınız zaman uygulanması hiç de zor olmayan, ekstra maliyet gerektirmeyen ama bebek yararına sayılamayacak kadara avantajı olan bir uygulamadır. Yinde de üzülerek belirtmek gerekirki ülkemizde uygulanan sezaryen ameliyatlarının belki de sadece %1'lik kesiminde uygulanmaktadır. Uygulamaları yapanların birçoğu da İstanbul Doğum Akademisi eğitimlerine katılan uzmanlardır. Bu yüzden bu uygulamalar sizlere yakın geliyorsa ve sebebi ne olursa olsun kendi bebeğinizin doğumunda da uygulanmasını istiyorsanız yapmanız gerekenleri aşağıda özetledik.
​